Mumun Alevine Odaklanış

Mumun Alevine Odaklanış

"Kişisel evrim, zihinsel konsantrasyon ile başlar."


Mumun Alevine Odaklanış !

 

Kişisel evrim, zihinsel konsantrasyon ile başlar.

 

Akşamları kitap okurken veya müzik dinlerken mum ışığının var olmasını çok severim. Nedendir bilinmez, ama çok eskilerden beri mumun alevini seyretmeyi severdim.

Geçen akşam yine biraz dinlenmeye çalışırken mumları yaktım. Birden çocukluğum aklıma geldi. Çok sık elektirik kesilirdi. Haliyle mum yakardık. O zamanlar elektrik kesildiğinde ben mumla oynardım. Daha doğrusu mumu seyrederdim. Küçücük alevin mumun erimesi ve rüzgarın etkisi ile yaptığı dengeli dansı seyreder hayallere dalardım. Her şeyi unuturdum o an. Hatta bana o kadar iyi gelirdiki dinlenirdim adeta. Elektrik kesildiğinde sevinir, elektrikler geri geldiğinde ise sinirlenirdim. O günlerden kalma bir alışkanlık olacak ki herhalde mutlaka akşamları bir tanede olsa mum yakmayı ve zaman zaman alevini seyretmeyi severim.

Meğerse o mumun o kadar önemi varmış ki. O danseden küçük alev zihnimizi alıp götürüyormuş adeta. Bir başka deyişle mumun alevine odaklanmak yoğun zihinsel konsantrasyonu yaşatıyor bize.

Peki bahsettiğimizi bu yoğun konsantrasyon neden önemli, neden gerekli, isterseniz bu konunun üzerinde biraz duralım.

Bir çoğumuz zaman zaman kendi kontrolümüzü, düzenimizi kaybettiğimizden, istediklerimizi yapamadıklarımızdan, hayatımıda mutluluk, tatmin eksikliği olduğundan, talihsizliklerden, başarısızlıklardan bahsetmezmiyiz ? Bazen bu yıkıcı duyguları yaşamazmıyız ?

Bunun nedeni ne ? Biz bu acıları yaşamak için seçilen kurbanlar mıyız ? Yoksa birazda nedeni kendi içimizde mi ? Biz tam anlamı ile yapmak istediklerimize konsantre olabiliyormuyuz ? Yoksa yapmak istediklerimize konsante olmaya çalışırken aklımızı olumsuzluklara, kaygı, şüphe ve umutsuzluklara kaptırıyormuyuz ?

Başarının en büyük etkenlerinden bir tanesinin konsantrasyon ya da odaklanma olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu öğrencilik hayatından tutun, evliliğe, iş yaşamından çocuk yetiştirmeye kadar yaşamın her evresinde önemlidir. Sınavdaki başarınızı, ilişkilerdeki başarınızı, iyi araba kullanmanızı, iş görüşmelerindeki başarınızı, yaşamdaki başarınızı hep belirleyen şey odaklanmanın ta kendisidir.

Amacımıza ulaşmanın tek yolu yoğun zihinsel konsantrasyondur.

İşte bizim eksikliğimiz de bu. Konsantrasyon eksikliği. Ama biz başarısızlıklarımızın bir çok nedenini bir çok dış etkene bağlayarak kaçmaya çalışıyoruz kendimizden. Çünkü zor olanı kabüllenmek istemiyoruz.

Odaklanamayan dağınık bir zihin güçsüzdür. Dikkat dağınıklığı can sıkıcı sonuçlara zemin hazırlayan ters etkili duyguların uyanmasına neden olur. Bilincimiz, net ve dengeli bir odaklanmanın yokluğunda olguların gerçek doğasını açık bir şekilde göremez. Karanlıkta bir resmi görebilmek için iyi ışık veren bir lambaya ihtiyacımız vardır. Böyle bir lambanız varsa ama ışıklar titreşiyor, bir gidip bir geliyorsa resmin detaylarını seçemezsiniz, ışık zayıf olursa yine iyi göremezsiniz. O halde hem zihin açıklığına, hem de tutarlılığa yani odaklanma alışkanlığını kazanmaya ihtiyacımız vardır. Esintilerden etkilenmeden konsantrasyonumuzu bozmadan odaklanmamız gereklidir.

Ne varki bizim zihnimiz genelde dağınıktır. Zihnin özünde yer alan müthiş potansiyel gücü, konsantrasyonumzu rasgele akan bir su gibi sağa sola dağıtır ve bunun sonucunda da gerçeği görebilme yeteneğimizi yitiririz. Belli bir yere odaklanamazsak, zihnimizde beliren ilk düşüncenin peşinden kontrolsüzce gitmeye başlarız. Önce bu düşüncenin sonra bir başka düşüncenin pelşinden koşar, tutarsızca dalgalanır, asıl hedeflediğimiz konunun üzerine odaklanan kadar dikkatimizi başka şeylere yöneltir ve bu şekilde kendimizi mahveder sürekli karanlığa söveriz.

Daha önceki yazılarımda da söylemiştim. “Karanlığa söveceğine kalk bir mum da sen yak”

O halde haydi kalkalım ve bu sefer kendi odaklanmamız için eski bir öğretiyi baz alarak bir mum yakalım. Bu mum bizim konsantrasyon ve odaklanma mumumuz olsun. Eski bir öğreti, konsantrasyonu artırmak için zihnimizi yönlendirme aracımız olarak bir mumu önerir. Tıpkı çocukluğumda kendi kendime oynadığım mum oyunu gibi.

Yoğun konsantrasyon için zihni odaklanmaya yönlendirmek ve alışkanlık kazanmak için bir alevi hatta bir mum ışığını kullanabiliriz. Mum ışığına odaklanmak ve dikkatini çevredeki dikkat dağıtıcı etkenlerden uzaklaştırarak bir noktaya yoğunlaştırmak konsatrasyon kazandırır. Böylelikle yaşam enerjimizi dağınık kanallardan ziyade tek bir kanala yoğunlaştırmayı öğreniriz. Bunu alışkanlığa döndürsek ve öz disiplin ile bunu sürekli olarak hedeflerimiz ve yaşamımız doğrultusunda yapabilirsek o zaman başta belirttiğimiz yıkıcı duyguları yaşatan nedenleri baştan ortadan kaldırmış oluruz. Çevrenize bir bakın, başarılı kişileri yaratan yalnızca şansları değildir. Hedef ve amaçlarına olan yoğun odaklanmalarıdır. Yoğun odaklanma yani enerjilerini kuvvetli bir şekilde o düşünceye yöneltmeleri öz disiplinleri ile o işi yapma konusunda itici ve yaratıcı bir güç oluşturur. Sınav için, spor için konsantrasyonu, odaklanmayı kabül ediyorsak eğer o halde iş ve hayat başarısı içinde odaklanmayı kabüllenmeli ve mum alevine odaklanmayı alışkanlık haline getiririz.

Ne vakit kaybediyoruz ki ? Haydi kalkın ! karanlığa söveceğimize bir mum yakalım. O mumun alevi hem içimizi aydınlatsın, hem yüreğimizi ısıtsın. Hemde gözlerimizi kullanarak odaklanmamızı sağlayan bir öğretici olsun.

Gördünüz mü ? Bakın bir mum deyipte geçmeyin, mum ışığından bile öğrenilecek çok şey var. Etrafınızdaki hiç kimseyi herhangi biri olrak görüp geçmeyin, herhangi biri olarak gördükleriniz belkide önünüze çıkmış mum ışığınız olabilir.

 

Takdir hepimizin, yanıtlarımızı mum ışığında bulmamız dileğiyle...

 

Sevgiyle, Sevecenlikle kalın...

 

Kağan ÜNVER

22 Ocak 2008

İlginizi Çekebilir